Bu Blogda Ara

14 Aralık 2009 Pazartesi

Kış

Soğuk olmaya başladı havalar, bir de yağmur filan, insanlarda da garip bir durgunluk, üşümüşlük sinmişlik hali belirdi. Ne oluyoruz diyene kadar ben anladım ki uzun bir sonbaharın ardından iyice kışa girdik. Zaten camımın önünde dikilip duran o kocaman ağaçta da yaprak kalmadı, arada bir gezindiğim kocaman parktaki ağaçların çoğunda da..
Kış, kar demek diye diretenlere inat, bence kış çok çalışmak, şemsiye mücadelelerinde kırılan şemsiyeler ve sağda solda unuttuklarımla birlikte 20 yeni şemsiyeyi bir sezonda harcamak demek; bir de yolda kalan otobüsler, üşümüş insanlardan oluşan uzun sıralar, vapurda donmak pahasına açıkta seyahat etmek ve denizin garip gümüşi rengine katlanmak demek.
Kış bir de yorgunluk demek, sabah yataktan kalmak için çok uğraşmak, soğuktan hemen büzüşüp yatak özlemiyle güne başlamak ve her zamankinden daha hızlı çalışan metabolizma nedeniyle hemen yorulmak demek.
Kış ama bazen de güzel şeyler demek. Daha uzun süre evde kalmak, üstüne palto giydiğin için ne giydiğine dikkat etmeden sokağa çıkabilme lüksü ve en güzeli de portakal ve patlamış mısır demek...
Hoş geldin kış...
Bakalım kar yağışını ne zaman göreceğiz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder