Bu Blogda Ara

29 Haziran 2009 Pazartesi

Michael Jackson

Jackson, bizden önceki kuşağın ve bizim kuşağın da tabii efsanelerinden biriydi. Her on yılı bir kuşak kabul edersek sanırım tam olarak iki kuşağın kalbinde taht kurmuştu. Biz, müzik ile tiyatral dans etkinliğinin bir aradalığını; şarkıların sözlerindeki isyandan çok müzikteki kışkırtıcılıkla alakalı olduğunu da sanırım ondan öğrendik. Moonwalk adlı o garipsediğimiz dans tarzını sonrasında çok sevişimiz de alternatifi olmamasıyla ilgiliydi sanırım. Çok sonraları Tarkan, Mustafa Sandal gibi bir keç yerli sanatçıda da gördüğümüz görselliğe dayalı sahne şovlarını da onun şovlarıyla kıyaslamak bile mümkün değildi. Sahnedeki o kontrollü kalabalık ve arkada çalan o kışkırtıcı müzik... Jackson bizim bağırabilen, çığlık atabilen, isyan edebilen yanımızdı. Çok isterdim o muhteşem şovlarından birini sahnede izleyebilmeyi ama olmadı bir türlü... Madde dünyasına uğurladık kendisini...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder