Bu Blogda Ara

22 Haziran 2009 Pazartesi

İnsan Doğası ve Evrim

İnsanlığın asırlar süren dinsel eğilimlerinin baskısıyla, bugüne hakim olmaya başlayan dini düşüncenin, bilimsellik ve seküler dünya düzeni konularında tehlike çanlarına dönüşmeye başladığını üzülerek gördüğümüz bir devri yaşıyoruz. Dine ve tanrıya yönelme; iktidarı dinsel temellerle sağlama alma ve giderek kitleleri dinsel düşüncenin etkisi altına sokup, dinsel öğelerle sevk ve idare etmeye çalışma, günümüz mikro ve makro siyasetinin, dahası büyük, küresel planların da bir parçasıymış gibi duruyor.
İnsanların, bağlı bulundukları kavimlerin, daha sonra milliyet olarak dayatılan bağlayıcı ve bütünleştirici özelliklerine kapıldıkları bir yüzyılı geri bırakarak, bu izolasyonu daha küresel bir din izolasyonuna çevirmeye başlayan yepyeni bir süreci anlamaya ve yorumlamaya, dahası istemesek de yaşamaya mahkum ediliyoruz. Geçmişin, dünyayı kontrol için bölme stratejisinin, bölüklükleri tek bir çatı altında toplama stratejisine dönmeye başladığı bu günlerde, bu ayrım çerçevesinde hareket etmek zorunda kalıyoruz. Kendimizi, asla bir parçası olarak hissedemeyeceğimizi “yepyeni” bir dünya düzenin inşasına doğru yol almakta olduğumuzu, maalesef üzülerek tespit ve teslim ediyoruz. Başka amaçlarla attığımız adımların bile bir plan çerçevesine sığdırıldığını ve ülkedeki tüm insanlar olarak farklı açılardan da olsa, dayatılan sistem içinde her devinişimizde, yine bu sistem içinde bir hareket elde ediyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder